bugün
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı13
- anın görüntüsü16
- gina carano8
- bik bik moderatör olsun11
- ülkeleri hükümetler değil kişiler kalkındırır8
- boşuna yaşıyorum hissi17
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır19
- evlilik17
- ellerim bos gonlum hos10
- patiswiss15
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı11
- akp seçmeni17
- ali erbaş19
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası13
- escort fiyatlarının güncellenmesi12
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi11
- arkadaşlar biri var12
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi18
- icardi1905 silik olsun kampanyası27
- kent lokantası niye bedava değil demek21
- nervio'ya aşık olmak11
- türkiyede çok abartılan arabalar9
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı16
- futbolcu ismiyle nick almak14
- karınıza range rover alır mısınız22
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu37
- demet akalın'ın zeka seviyesi12
- ilk buluşmada çorumlu olduğunu ağzından kaçırmak8
- icardi190512
- türkiye işçi partisi11
- çin halk cumhuriyeti8
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı12
- ruh okuzu9
- 31 mart 2024 cumhuriyet halk partisinin zaferi8
- sözlük kızlarının don renkleri14
- aynı dizileri tekrar tekrar izlemek8
- karımın çok mutlu olacağı gerçeği13
- kadınların boşanmış erkeğe bakışı9
- merfulu8
- sözlük kızlarının ayakkabıları18
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı15
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi28
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti8
- akrep burcu8
- siklememenin getirdiği huzur12
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler16
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi12
- eloande'ye koca buluyoruz kampanyası10
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı10
- murat kurum kurudu gitti8
sevdiği entry'ler
Gelelim bugün size anlatacağım konuya!
Başlığa baktınız ve ne düşündünüz?
-2 Sayı ve bunlar birbirinin 10 katı.
-“Kelime” kelimesi cümle içinde!
Sizi yormak değil niyetim pek tabi.
Haydi başlayalım o zaman!
Ne kadar gün geçtikçe Facebook, Instagram’ a dönüyor olsa da, bir umut içinde bulunduğumuz ve “PROFESYONEL” anlamda kullanmaya devam ettiğimiz “Linkedin” de bir bağlantımın paylaştığı söz üzerine bu yazıyı yazma ihtiyacı duydum. Özlü sözler paylaşmayı milletçe çok seviyoruz ama bu lafın nereye gidebileceği konusunda maalesef pek düşünemiyoruz. Bunun en büyük sebebi de, doğuştan sahip olduğumuz EGO larımız ve maalesef bizi kemiren KiBiRiMiZ!
“200 kelime ile düşünen birisi, 2000 kelime ile düşünen birisini anlayamaz.” Anooshirvan Miyandji/ III. Zekâ ve Yetenek Kongresi
Aslında çok masum görünüyor ve tespit yapılmış gibi duruyor değil mi?
Hatta bu kısmı Türkiye Zeka Vakfı’ da resmi sosyal medya hesabından falan paylaşıyor.
işte asıl olay burada başlıyor.
Bu sözü, bu bahsedilen abinin, o niyetle söylememiş olduğunu varsaysak bile, ülkemizde bu söz direk kutuplaştırma ve diğer insanları küçümseme amacı ile kullanılıyor.
Kimse de çıkıp şunu demiyor. 200 Kelime kullanan adam yani senin hor gördüğün, dışladığın adam senin kadar anlama kapasitesine sahip değil ise, 2000 kelime kullanan sen, müthiş dahi, ülkeyi kurtaran adam, neden bu 2000 kelime içerisinde o hor gördüğün 200 kelime bilen adamın anlayacağı kelimeleri seçerek meramını anlatamıyorsun?
iletişimin en önemli kurallarından birkaçı şudur:
KARŞINIZDAKiNiN ALGILAMA SÜRECiNi GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURUN: Bir şeyler anlatırken veya anlatıp bitirdikten sonra, küçük bir algı testi faydalı olacaktır. Çünkü her bireyin veya topluluğun algılama süresi farklıdır. Bazı kimseler tabiri caiz ise “Leb demeden Leblebi” kıvamında olabilir fakat bazı kimseler bu kıvamda olmayabilir. Bunu zaten kişinin konuşmalarından tavırlarından ve en iyi anlayabileceğiniz yol olan “SORU SORMA STiLi VE SORDUĞU SORULARDAN” anlayabilirsiniz. Soru sorma stili karşınızda ki hakkında size çok önemli fikirler verir. Soru sormak için soru soruluyor ise konu hiç anlaşılmamış veya ortamda ki kişiler tarafından çok sıkıcı bulunmuştur. Söylediklerinizin içinden ayrıntılar soruluyor ise, dikkat edin, çok dikkatli bir dinleyici grup karşısındasınız demektir. Söylemlerinizi açık verdirmeyecek şekilde seçmeniz gerekir. Konuyu daha ayrıntılı anlatmanız ve en ince detayı bile karşı tarafa aktarmanız gerekir. Siz aktarmazsanız zaten karşı taraf size bunu soracaktır. Eğer, tamamlayıcı sorular denen, anlattıklarınızın tekrarını ve başka türlü bir anlatımının talep edildiği sorular gelir ise, karşı tarafın sizi iyi dinlediği fakat bazı noktaların kafalarında soru işareti kaldığı anlaşılır. Burada tek dikkat etmeniz gereken bu noktaları, karşınızdakinin anlayabileceği bir formata indirgeyip öyle anlatmaktır. Algı süresi testine gelirsek, öyle bilimsel ve deneysel bir şeyden bahsetmeyeceğim hepinizin bildiği “Sizin bana sorularınız var mı- Kafanıza takılan veya eksik kalan bir nokta kaldı mı” benzeri yaklaşımlar size bir fikir verecektir. Burada sizlere yardımcı olacak en önemli konu kişinin surat ifadesi ve konuşmalarıdır. Bu size bir fikir verecektir. Anlayamam diye korkanlar varsa korkmasınlar, bu evrenseldir ve çok kolay anlaşılır.
KELiMELERi iYi SEÇMEK: Kelimeleriniz karşınızdakiler tarafından anlaşılmıyorsa veya onlara hitap etmiyorsa saatlerce duvara konuşursunuz, karşı tarafta sizi dinlemediğini beden dili ile ifade eder( Örneğin; içlerinden küfür ederler, buda surat ifadelerine yansır * . Karşınızdaki insanın eğitim seviyesi sizden daha düşük olabilir, bu o insanın suçu değildir. Siz o kişiye de hitap etmek zorundasınız. Hiçbir şekilde “Ben bunu size nasıl anlatabilirim, anlatsam da anlamazsınız” gibi tavırlara girmemek lazım, her insan dinlenmeyi ve kendisine bir şeyler anlatılmasını hak eder. Her zaman aklınızda bu bulunsun ve ikili ilişkilerinizi bu temele dayandırın.
Kelimeleri nasıl seçeceğinizi bilmediğiniz ortamlarda öncelikle dinleyici olun. Bu yöntem sizin ortamı tanımanızı, davranış ve söylemlerinizi buna göre revize etmenizi sağlayacaktır. Bu yöntemde mutlak işe yarayan bir yöntem olarak bilinmektedir.
Ne güzel demiş Can Yücel:
En uzak mesafe ne Afrika’dır
Ne Çin, ne Hindistan,
Ne seyyareler,
Ne de yıldızlar geceleri ışıldayan…
En uzak mesafe;
iki kafa arasındaki mesafedir
Birbirini anlamayan.
işte bu yüzden kavramları ve özlü sözleri paylaşırken dikkatli olmakta fayda var her zaman.
insanları küçümsemek veya hor görmeyi değil, kendinizi onlara, onların anlayabileceği stilde anlatmayı deneyin!
Bunu iş yerinizde, sokakta veya farklı bir alanda yaşıyor olmanız kaçınılmazdır. Bu problemden kibir yoluyla kaçmak yerine, “iŞ DÜNYASININ POPÜLER KELiMESi” herkesin ağzında ama kimsenin aksiyon konusunda bir şey bilmediği! “PROBLEM ÇÖZME ODAKLI” düşünerek, olaya yaklaşma en önemli girişim olacaktır.
Zaten mevcut duruma baktığınızda ülkemizin OECD Ülkeleri arasında Problem Çözmede sonuncu olduğuna da şaşırmamak gerekiyor.
Türklerin sahip olduğu doğuştan kibir ve kendini üstün görme huyu için “Can Çıkar Huy Çıkmaz” dan daha fazlası ile savunma argümanları edinmeniz lazım abiler, ablalar kardeşler.
Bugünde burada bitirelim ve daha güzel, umut dolu yarınlar dileyelim.
Saygılar.
Sevgiler.
Başlığa baktınız ve ne düşündünüz?
-2 Sayı ve bunlar birbirinin 10 katı.
-“Kelime” kelimesi cümle içinde!
Sizi yormak değil niyetim pek tabi.
Haydi başlayalım o zaman!
Ne kadar gün geçtikçe Facebook, Instagram’ a dönüyor olsa da, bir umut içinde bulunduğumuz ve “PROFESYONEL” anlamda kullanmaya devam ettiğimiz “Linkedin” de bir bağlantımın paylaştığı söz üzerine bu yazıyı yazma ihtiyacı duydum. Özlü sözler paylaşmayı milletçe çok seviyoruz ama bu lafın nereye gidebileceği konusunda maalesef pek düşünemiyoruz. Bunun en büyük sebebi de, doğuştan sahip olduğumuz EGO larımız ve maalesef bizi kemiren KiBiRiMiZ!
“200 kelime ile düşünen birisi, 2000 kelime ile düşünen birisini anlayamaz.” Anooshirvan Miyandji/ III. Zekâ ve Yetenek Kongresi
Aslında çok masum görünüyor ve tespit yapılmış gibi duruyor değil mi?
Hatta bu kısmı Türkiye Zeka Vakfı’ da resmi sosyal medya hesabından falan paylaşıyor.
işte asıl olay burada başlıyor.
Bu sözü, bu bahsedilen abinin, o niyetle söylememiş olduğunu varsaysak bile, ülkemizde bu söz direk kutuplaştırma ve diğer insanları küçümseme amacı ile kullanılıyor.
Kimse de çıkıp şunu demiyor. 200 Kelime kullanan adam yani senin hor gördüğün, dışladığın adam senin kadar anlama kapasitesine sahip değil ise, 2000 kelime kullanan sen, müthiş dahi, ülkeyi kurtaran adam, neden bu 2000 kelime içerisinde o hor gördüğün 200 kelime bilen adamın anlayacağı kelimeleri seçerek meramını anlatamıyorsun?
iletişimin en önemli kurallarından birkaçı şudur:
KARŞINIZDAKiNiN ALGILAMA SÜRECiNi GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURUN: Bir şeyler anlatırken veya anlatıp bitirdikten sonra, küçük bir algı testi faydalı olacaktır. Çünkü her bireyin veya topluluğun algılama süresi farklıdır. Bazı kimseler tabiri caiz ise “Leb demeden Leblebi” kıvamında olabilir fakat bazı kimseler bu kıvamda olmayabilir. Bunu zaten kişinin konuşmalarından tavırlarından ve en iyi anlayabileceğiniz yol olan “SORU SORMA STiLi VE SORDUĞU SORULARDAN” anlayabilirsiniz. Soru sorma stili karşınızda ki hakkında size çok önemli fikirler verir. Soru sormak için soru soruluyor ise konu hiç anlaşılmamış veya ortamda ki kişiler tarafından çok sıkıcı bulunmuştur. Söylediklerinizin içinden ayrıntılar soruluyor ise, dikkat edin, çok dikkatli bir dinleyici grup karşısındasınız demektir. Söylemlerinizi açık verdirmeyecek şekilde seçmeniz gerekir. Konuyu daha ayrıntılı anlatmanız ve en ince detayı bile karşı tarafa aktarmanız gerekir. Siz aktarmazsanız zaten karşı taraf size bunu soracaktır. Eğer, tamamlayıcı sorular denen, anlattıklarınızın tekrarını ve başka türlü bir anlatımının talep edildiği sorular gelir ise, karşı tarafın sizi iyi dinlediği fakat bazı noktaların kafalarında soru işareti kaldığı anlaşılır. Burada tek dikkat etmeniz gereken bu noktaları, karşınızdakinin anlayabileceği bir formata indirgeyip öyle anlatmaktır. Algı süresi testine gelirsek, öyle bilimsel ve deneysel bir şeyden bahsetmeyeceğim hepinizin bildiği “Sizin bana sorularınız var mı- Kafanıza takılan veya eksik kalan bir nokta kaldı mı” benzeri yaklaşımlar size bir fikir verecektir. Burada sizlere yardımcı olacak en önemli konu kişinin surat ifadesi ve konuşmalarıdır. Bu size bir fikir verecektir. Anlayamam diye korkanlar varsa korkmasınlar, bu evrenseldir ve çok kolay anlaşılır.
KELiMELERi iYi SEÇMEK: Kelimeleriniz karşınızdakiler tarafından anlaşılmıyorsa veya onlara hitap etmiyorsa saatlerce duvara konuşursunuz, karşı tarafta sizi dinlemediğini beden dili ile ifade eder( Örneğin; içlerinden küfür ederler, buda surat ifadelerine yansır * . Karşınızdaki insanın eğitim seviyesi sizden daha düşük olabilir, bu o insanın suçu değildir. Siz o kişiye de hitap etmek zorundasınız. Hiçbir şekilde “Ben bunu size nasıl anlatabilirim, anlatsam da anlamazsınız” gibi tavırlara girmemek lazım, her insan dinlenmeyi ve kendisine bir şeyler anlatılmasını hak eder. Her zaman aklınızda bu bulunsun ve ikili ilişkilerinizi bu temele dayandırın.
Kelimeleri nasıl seçeceğinizi bilmediğiniz ortamlarda öncelikle dinleyici olun. Bu yöntem sizin ortamı tanımanızı, davranış ve söylemlerinizi buna göre revize etmenizi sağlayacaktır. Bu yöntemde mutlak işe yarayan bir yöntem olarak bilinmektedir.
Ne güzel demiş Can Yücel:
En uzak mesafe ne Afrika’dır
Ne Çin, ne Hindistan,
Ne seyyareler,
Ne de yıldızlar geceleri ışıldayan…
En uzak mesafe;
iki kafa arasındaki mesafedir
Birbirini anlamayan.
işte bu yüzden kavramları ve özlü sözleri paylaşırken dikkatli olmakta fayda var her zaman.
insanları küçümsemek veya hor görmeyi değil, kendinizi onlara, onların anlayabileceği stilde anlatmayı deneyin!
Bunu iş yerinizde, sokakta veya farklı bir alanda yaşıyor olmanız kaçınılmazdır. Bu problemden kibir yoluyla kaçmak yerine, “iŞ DÜNYASININ POPÜLER KELiMESi” herkesin ağzında ama kimsenin aksiyon konusunda bir şey bilmediği! “PROBLEM ÇÖZME ODAKLI” düşünerek, olaya yaklaşma en önemli girişim olacaktır.
Zaten mevcut duruma baktığınızda ülkemizin OECD Ülkeleri arasında Problem Çözmede sonuncu olduğuna da şaşırmamak gerekiyor.
Türklerin sahip olduğu doğuştan kibir ve kendini üstün görme huyu için “Can Çıkar Huy Çıkmaz” dan daha fazlası ile savunma argümanları edinmeniz lazım abiler, ablalar kardeşler.
Bugünde burada bitirelim ve daha güzel, umut dolu yarınlar dileyelim.
Saygılar.
Sevgiler.
darbeci fetö örgütünün darbe kalkışımının sona erdiğini bildiren Genelkurmay Başkanlığı bildirisidir.
halkımıza geçmiş olsun. darbe sırasınca hepimiz birdik. sonrasında karşıt görüşler istediği gibi ifade edilebilir.
http://www.tsk.tr/BasinFaaliyetleri/BA_192
halkımıza geçmiş olsun. darbe sırasınca hepimiz birdik. sonrasında karşıt görüşler istediği gibi ifade edilebilir.
http://www.tsk.tr/BasinFaaliyetleri/BA_192